Türkiye'nin ilk ve en geniş içerikli moda sitesi Modatürkiye.com, bu ay genç ve başarılı tasarımcılarımızdan Gamze Saraçoğlu ile Teşvikiyedeki atölye / ofisinde buluştuu.
Samimi ve çok sıcak bir kişiliği olan Gamze ile aynı zamanda okuldaş çıktık. Kendisi de Parsons School of Designda okumuş ve Türkiyedeki İşletme lisansının üzerine tasarımcılık lisansını Parsonstan almış.
Sohbetimizin başında biraz Parsonstaki eğitiminden ve New Yorkta yaşadığı dönemden daha sonrada sektörün gelişimi ve ihtiyaçları ile ilgili olarak kişisel tecrübelerinden bahsettik. Yurtdışında moda ile ilgili eğitim almak isteyen okurlarımızın ve bu alanda Türkiyede çalışmak isteyen bu tecrübelerden çok faydalanacağını düşünüyorum.
MODATURKIYE.COM- Gamze, tasarımcı olmak hep hayalinde olan bir şey miydi? Bu dalda okumaya giden sürecini bizlerle paylaşır mısın?
GAMZE SARAÇOĞLU- Tabii ki
Şöyle başlayabilirim; henüz çok küçük iken tasarımcı olup olmayacağıma karar verdiğimi söyleyemem, ama moda ile ilgili bir şeyler yapacağımı hep biliyordum. Her zaman moda dergilerini ilk çıktıkları gün alır, altını çize çize beğendiklerimi işaretleyerek okur ve ayrıca konuyla ilgili olarak da etrafımda çok gözlem yapardım. Bu şekilde eğitim hayatıma devam ederken, işletme eğitimi aldım. Aile işinde de çalışmayı planlıyordum. A.B.Dde master yapmam söz konusu oldu. Benim neredeyse gideceğim okul bile belliyken Parsons School of Designdaki programı duydum. Okulu zaten çok iyi tanıyordum Başta sevgili Bennu Gerede olmak üzere tanıdığım bir sürü mezunu vardı bende şansa böyle son dakika bir başvuruda bulundum ve onlarda benimle görüşmeyi kabul etti. Sonuçta da kabul edildim ve tasarım hayatım başladı.
MODATURKIYE.COM- New Yorktaki yaşam tabii çok hareketli geçmiştir.
GAMZE SARAÇOĞLU- Dorusunu istersen ilk iki hafta benim için çok zor daha sonrası ise çok yoğun geçti. Benim tabii hiçbir teknik ve çizim bilgim olmadığından kendimi çok geride hissettim. Bunun için de NYUdan özel çizim dersleri aldım, çizim kitapları satın alıp onlardan çalıştım. Öyle yoğun çalıştım ki sıkıntıdan 15 kilo aldım. Başlarda bayağı zorlanarak ama çok çalışarak okulumu bitirdim. Bu arada üniversitemdeki bazı dersleri de saydırarak bölümü daha erken bitirdim.
MODATURKIYE.COM- New Yorkta bir de çalışma hayatın oldu sanırım.
GAMZE SARAÇOĞLU- Evet. Benim Parsonstaki çok sevdiğim bir hocam DKNYda danışmanlık yapıyordu. O bana bu pozisyondan bahsetti.
MODATURKIYE.COM- Tasarım departmanı mıydı?
GAMZE SARAÇOĞLU- Hayır beni belli bir süre sonra DKNYda Marketing ve Merchandising Teame girdim. Gerçekten çok keyifliydi, sonra ailevi sağlık sorunları sebebiyle geri dönmek zorunda kaldım. Burada da bir süre profesyonel çalıştıktan sonra kendi markamı ve tasarım stüdyomu kurmaya karar verdim.
Sonuçta bütün bu tecrübeden çıkardığım sonuç şu. Çalışarak çok yetenekli insanlara yaklaşılabileceğini gördüm. Ben okuldan önce çöp adam çizemezdim. Ama işte ek dersler aldım. Yani elimden geldiğince çalıştım. Sonrada dedim ki bu kadar mücadele verdiğime göre gerçekten istediğim şey bu ve bu okulda hakikaten bende bir şey gördü ve beni burada tuttu. Yani kariyerimle ilgili en doğru kararı verdiğime ikna oldum. Benim için Parsonstan mezun olmak büyük mutluluk. Tasarımcı olmak için eğitim de çok önemli. Bu işi eğitimsiz yapmak çok zor. Aynı zamanda bu iş çok ciddi bir iş. Bunu okumak da bu işin ne ciddi ve zor olduğunu göstermek için en iyi yol. Bu işi yapacak insanın çok emek vermesi gerekiyor.
MODATURKIYE.COM- Birazda markandan ve bu güzel atölyenden bahsedelim. Burası nasıl oluştu? O dönemde neler yaşadın?
GAMZE SARAÇOĞLU- Burada her gün çok yoğun geçiyor. Çok emek veriyorum ve hakikaten bu işe girmeden önce bu işi tek başıma yapabileceğimi düşünmezdim. Bu daireyi de ilk gördüğüm gün gözlerime inanamadım. Daire çok bakımsız bir haldeydi. Ama ben gerekirse badanasını kendim yapıp burayı adam ederim dedim. O soğukta burada kalorifer
yokken gecelere kadar çalışıp planlama yaptım. Mobilyalar için ölçtüm biçtim, onları marangozlara yaptırdım. Hakikaten bu iş için çok emek verdim.
MODATURKIYE.COM- Koleksiyonlarının kronolojik olarak baktığımızda içerikte doğal olarak farklılıklar var. Değişen moda ve trendlere bağlı olarak. Öte yandan bu değimin içinde senin tasarımcı kimliğinin olgunlaşması ne kadar etkili ve ne kadarı da senin değişmeyen özelliklerin olarak koleksiyonlarında hep görülecek?
GAMZE SARAÇOĞLU- Koleksiyonların olgunlaşması tabii ki çok büyük bir etken. Her seferinde belirli bir olgunlaşma var. Kendimi geliştirmek için elimden geleni yapıyorum. Çalışıyorum okuyorum, gözlüyorum. Öte yandan kariyerimin başından beri hep doğru insanlara denk geldim ve onlardan çok şey öğrendim. Hep şunu söylerim, "Dünyada her şeyin bir bedeli var ama akıl almanın bir bedeli yok." Kendimi geliştirme konusunda ise ben bunu kendime hayat biçimi yaptım. Dünya trendlerini hep takip ettim. Yurt dışındaki tekstil ve kumaş fuarlarını gezdim. Benim koleksiyonumu etkileyen detaylar eskiye dönük ve anısı olan şeyler. Eskide yaşamak daha güzel geliyor; özellikle günümüz dünyasındaki olumsuzlukları yaşayınca. Artık elimizde çok modern malzemeler, modern kumaşlar var. Bunları kullanarak, her sezon koleksiyonumu kendi kafamda kuruyorum. Temalarım hep değişti. Her koleksiyon bir öncekinin hikayesinin devamı oldu. Beni Gamze olarak ne etkiliyorsa onu yaptım. Yaptığım her şey kendimden iz taşır.
Bir de ben işim konusun da çok planlıyım. Her şeyim düzenlidir ama yaşarken çok spontane yaşıyorum. O bana daha çok keyif veriyor. Tabii ilhamlarım, beğenilerim de spontane oluyor. David Hockney mesela, sanatına bayılıyorum, onu aldım, ondan bir koleksiyon yaptım. Bir kitap okurum içindeki cümle beni üç gün düşündürür; sonraki koleksiyonumun temasını o cümle belirler.
MODATURKIYE.COM- Gamze Saraçoğlu Purely markası da son dönemde sözü edilen değişik bir konsept. Ondan biraz bahseder misin?
GAMZE SARAÇOĞLU- O da çok spontane çıktı. Arkadaşlarım, müşterilerim tasarımlarımı sadece özel günlerde giyebildiklerinden -özellikle gece elbiseleri ve abiyeleri- dolayı şikayet ediyorlardı. Her gün kullanabileceği bir şeyler istiyorlardı. Bende bundan yola çıkarak bir koleksiyon hazırladım. Elbise, üst, triko gibi ürünlerden oluşan bir kolekisyon. Baya detaylı bir koleksiyon, daha neşeli bir koleksiyon. Tim Burton Corpse Bride filmindeki karakterden esinlenerek Purely kızını yarattım. Önceleri adı Veronikaydı ama sonra milliyetçi damarım kabardı adını Süheyla olarak değiştirdim. Organik kumaşlardan karpuz kollar, kulaklar kanatlar, hasırlar kullanarak hazırladık. Galata moda şovda ilk kez sergiledik ve büyük ilgi gördük Nil Karaibrahimgil beğendi, giydi. Sonra Purelyyi burada da satmaya başladık. Şimdi Purely çok iyi gidiyor. Bayağı beğenildi. Yurtdışı fuarlarda da çok güzel sipariş aldık, özellikle kuzey Avrupa ülkelerinden. Meğerse böyle neşeli, rahat bir markayı arayan insanlar varmış.
Ben tabii ki yurtdışına açılmasını çok istiyorum. Siparişlerin yanı sıra şu an New Yorktaki ünlü departman storeu Barneysin daha çok genç tasarımcılara yer verdiği Barneys Coop ile de Purely için görüşmelerimiz devam ediyor.
MODATURKIYE.COM- Apple için bilgisayar çantası tasarımı yaptın. Teknoloji ve tasarım artık çok yan yana gelmeye başladı LG ve Prada gibi. Sence bu artık kaçınılmaz bir şey mi olacak?
GAMZE SARAÇOĞLU- O proje Metin Gürsoyun getirdiği bir projeydi. O sezon için Apple bilgisayarları için çanta tasarladım mağazalarında satıldı. Kaçınılmaz bir şey mi? Bence evet. Artık teknoloji de bir tür moda oldu. Bu yüzden endüstri tasarımıyla moda tasarımıyla birleştirmek çok mantıklı. LG Prada Dünyada nasıl karşılanır bilmiyorum ama Türkiyede satar herhalde. Çünkü burada belirli bir müşteri kitlesinin yabancı marka bilgisi ve ilgisi çok yüksek. Maalesef zaman zaman aynı ilgiyi Türk marka ve tasarımlarına göstermiyorlar. MODATURKIYE.COM- Haklısın ama öte yandan iyi takip eden ve kendi tarzına sahip çıkan bir gurupta var. Mesela senin tarzını beğenen ve kendi için benimseyen biri Apple bilgisayarı da varsa senin tasarladığın çantayı tercih edecektir.
GAMZE SARAÇOĞLU- Evet haklısın ama henüz maalesef Türkiyede bu kadar bilinirlik veya markaya isme sahip çıkılamıyor. Ben tabii yakında bu tip tercihlerin artacağını düşünüyorum. Bilenler zaten tercih ediyor. Bir de biz tasarımcılar gerçekten çok kapalı yaşıyoruz. Bize herkesin çok ulaşabilirliği yok. Tabii burada basının özellikle daha önceleri yabancı ve popüler markalara olan ilgisinin de payı büyük. Ama artık dediğim gibi bu durum lehimize değişmeye başladı.
MODATURKIYE.COM- En çok ne tasarlamayı seversin?
GAMZE SARAÇOĞLU- Ben en çok palto tasarlamayı seviyorum. Palto, trençkot ve gömlek. Sanırım bunda mevsimlerden en çok kışı sevmemin de payı var. Kış bana çok mutluluk verir. Yaz gelince içi mutluluk dolanlardan değilim.
Öte yandan gece kıyafeti de seviyorum. Ama ondaki mutluluk ve tatmin daha çok müşteri ile kurulan iletişimle birebir alakalı bir şey. Müşterinin önünde çizmek bir kere çok zor bir şey. O anda hakikaten bu ilhamı yakalamak zor aynı zamanda yetenek gerektirir. Karşımdakiyle çok pozitif bir şey yakaladığım zaman tasarım konusunda gerçekten büyük tatmin ve ilham alıyorum.
Ben mutu olmayı seven bir insanım. Çok stresli ve gergin değilim. O yüzden bunu sürdürebilmek benim için önemli. Bu özelliğimden dolayı zaten müşterilerim bir sonra dostum oluyor.
Tabii bu arada yaşım benim için hem avantaj ve dezavantaj. Beni genellikle daha büyük sanıyorlar. Bu tabii markam için iyi bir şey, olgun bir izlenim bırakıyor. Öte yandan kişiler beni gördüğünde yaşımdan dolayı tecrübe ve bilgimi sorgulamak ihtiyacı duyabiliyor. Yaşımın avantaj olan kısmı ise herkesle çok kolay iletişim kurabiliyorum ve bu dezavantajları olumluya çevirmeye çalışıyorum.
MODATURKIYE.COM- Tasarımlarında kullanmayı en sevdiği renkler nedir?
GAMZE SARAÇOĞLU- Laciverti çok seviyorum. Tabii kışı sevmem sanırım koyu renklere bir düşkünlükte getiriyor. Bunun dışında en çok sevdiklerim için antik pembe ve füme hatta grinin bütün tonları diyebilirim. Dayanamadığım renkler ise neon renkler. Çok altın gümüş, pullu payetleri kullanmayı çok tercih etmiyorum.
MODATURKIYE.COM- Yurtdışına açılma planları nedir?
GAMZE SARAÇOĞLU- Fuarlar vasıtasıyla zaten bir ölçüde açılmış durumdayım. Avrupanın pek çok kentinde koleksiyonlarımız satılıyor. Hem Gamze Saraçoğlu hem de Purely olarak. Demin dediğim gibi Purely de doğru yolda ve gittiği yerlerde doğru ilgiyi topluyor. Ben hiçbir şey için çok acele etmiyor ve her şeyin en iyi olduğuna inandığım yerde hamlelerimi yapıyorum. İşimi seviyorum inanarak ve doğru adımlarla sakın gitmeyi tercih ediyorum.
MODATURKIYE.COM- Defile yapıyor musun?
GAMZE SARAÇOĞLU- İnanır mısın ben daha hiç defile yapmadım. Nedense o konuda çok bir isteğim yok. Sanırım işin çok fazla gösteriş kısmı beni ilgilendirmiyor. Benim için sokaktaki insanı giydirmek çok önemli. Hiç zaman sadece belirli bir guruba hitap etmek istemedim. Geçen gün Beşiktaşta benim tişörtümü giymiş bir bayan gördüm,inanılmaz mutlu oldum. O mutluluk benim için bütün defileler bedeldi. Bir de benim için henüz çok erken. Ben gerekli bilgi ve olgunlaşmaya ulaşana kadar beklerim hakkıyla yaparım bilmediğim işi yapmam. Mesela MRM firmasıyla uzun dönemli bir çalışmam oldu. Bize koleksiyon yap dediler. Bende deri hiç bilmiyordum o şekilde yapmama imkan yoktu. Onlara dedim ki ben sizden 1-2 ay ücretsiz deri eğitimi alayım ve daha sonra koleksiyon hazırlayalım. Onların çok hoşuna gitti. Orada 2 ay boyunca derinin detaylarını öğrendim. Sonuçta da çok başarılı bir koleksiyon oldu hatta bir süre MRMnin kreatif direktörlüğünü de yaptım. Dediğim gibi yeterli hissetmiyorsam bir işi, içim rahat ede ede yapmam. Kendimle benim problemim. Geç olsun hakkını vereyim.
Ama şöyle bir şey oldu. Defile yapmadım ama bir ekpozisyon defile yaptım. Onu da kısaca anlatayım. Tüm dünyada "En çok satanlar" listesinden inmeyen Prof. Stefano E. D\'Anna\'nın kitabı "Tanrılar Okulu"ndan ilham alarak "El Değmemiş Gelecek" isimli bir koleksiyon hazırladım.
Bir şekilde Stefano hoca bu koleksiyondan haberdar olmuş ve benimle tanışmak istemiş. İlk aradıklarında gerçekten inanamadım hatta birileri beni kafaya alıyor sandım. Ama gerçekten geldi ve çok beğendi. Ve bu ünlü yazar, sonbaharda bu koleksiyon için Roma\'da bir defile yapmak istedi. Onun şokunu yaşarken burada da konuyla ilgili bir defile teklifi aldım. Benim koleksiyonum defilede sergilenecek; Stefano Hoca da konuşma yapacaktı. Neyse ben tabii bu kadar kısa sürede defile fikrinden ürktüğüm için ekspozisyon olsun dedim. Sevgili Yasin Soyun inanılmaz desteği ve yardımıyla bu koleksiyonu 29 - 30 Mayıs tarihleri arasında Kanyon Alışveriş Merkezi\'nde düzenlenen 5M Asemblesi - Marka, Mağaza, Müşteri, Moda, Mall organizasyonunda sunduk. Hoca da konuşmasını yaptı. Çok güzeldi. Çok beğenildi. Hoca da çok beğendi. Kendisi çok özel birisi. İnsanın hayata çok pozitif bakmasını sağlıyor. Şimdi bu koleksiyon yurtdışında belirli mağazalarda kitabın orijinal İtalyanca basımı ile birlikte satılıyor.
MODATURKIYE.COM- Çeşitli firmalara tasarım konusunda danışmanlık veriyorsun. Bu danışmanlıklar koleksiyon hazırlama, tema belirleme şeklinde mi oluyor?
GAMZE SARAÇOĞLU- O firmaların seviyesine ve ihtiyacına bağlı. Her firma için ayrı çalışma yapıyorum. Dergiler yayınlar takip ediyorum. Kimine sadece trend danışmanlığı yaparken kimi içinde bütün koleksiyonu hazırlayabiliyorum. MRM için çalışmam o şekildeydi hatta orada kreatif direktör görevinide belli bir süre üstlenmiştim..
MODATURKIYE.COM- Vintage hakkındaki fikirlerin nedir. Bu aralar herkesin dilinde olan, merak ettiği bir konu oldu bu...
GAMZE SARAÇOĞLU- Ben vintage çok seviyorum ama tabii bunu burada anlatmak zor olabiliyor. İnsanlara bu tasarımlar bazen gerçeklerinden daha kıymetli dediğinizde ikinci el kıyafet gibi algılıyorlar. İkna etmek, bu tarzın şu an burada yerleşmesi bence çok zor. Bu bir akım değil bu kalıcı bir tarz. Gene de İstanbulda artık birçok güzel vintage mağaza var. Bende her zaman vintageın gelişmesi için çalışıyorum.
Kendi markamın adıyla bir Gamze Saraçoglu Vintage label çıkardım. Vintage akımı doğrultusunda geçmişten gelen moda unsurlarını günümüz tasarımlarına adapte ederek farklı tasarımlar yapıyorum.
Çok sadık takip eden müşterilerim var. Hiç sormadan gelip tasarımlarımı alıyorlar. Bütün bu bilginin kaynağı da tabii biraz ilgi duymak ve takip etmekten geçiyor.
MODATURKIYE.COM- Tasarımcı ürünlerini ne kadar zamansız tasarlamalı? Her sezon moda olan markaların ürünleri diğer yandan çok da pahalı. Müşteri sezonluk moda ve trendlerin ne kadarına yatırım ne şekilde yapmalı sence?
GAMZE SARAÇOĞLU- Ben her zaman için uzun süre giyebileceğim şeyler seçmeye çalışıyorum. Çok sezonluk şeylere çok para vermiyorum. Çok kaliteye para vermek içime oturmuyor da çok ucuz ve kalitesiz şeylere az para verip de çok az giymek içime oturuyor. Bence çok fazla trendy şeyler almamak lazım. Zaten maalesef henüz ülkemizde modayı günlük hayata adapte etmek ve sokak modası yaratmak fikri çok zayıf. Herkes bir süre sonra aynı şeyleri giyiyor gibi oluyor.
Ben kendi koleksiyonumun en trendy kıyafetinden de 3 tane yaparım. Onlarda genelde şov amaçlı olur çok beğenen gelir alır ondan da sadece üç tane olur. Genelde tasarımlarımın kalıcı ve giyilebilinir olmasına çok dikkat ediyorum.
MODATURKIYE.COM- Sence her şeyin giyilebildiği ve her şeyin moda olduğu günümüzün trendi devam edecek mi?
GAMZE SARAÇOĞLU- Moda zaten böle olmalıydı. Kısa etek modaysa çok boyu kısa olan kilo sorunu olan birisi onu nasıl giyecek. O tabii fiziğine uygun olanı giymek isteyecek. Yeşil moda dilse yeşil mi giymeyecek. Bence güncel ve kalıcı olan mix edip öle giyilmeli. Glokalizasyon dediğimiz akım global olanla yerel olanın karıştırılması hali moda içinde geçerli. Kendi çevresine uygun öğeleri moda olan şeylerle uygun bir şekilde birleştirmek. Bence çok klişe olacak ama moda insanın kendine yakışanı giymesidir.
MODATURKIYE.COM- Kesinlikle katılıyorum sana. Peki son olarak şunu sormak istiyorum Erkekler için tasarlamayı düşündün mü?
GAMZE SARAÇOĞLU- Tasarlamaya başladım bile. Pantolon gömlek sipariş üzerine yapıyorum. İlerisi içinse daha kapsamlı bir koleksiyon neden olmasın
Gamze Saraçoğluna bu sıcacık sohbeti ve konukseverliği için bir kez daha çok teşekkür ediyoruz.
Röportaj: Bengi Akşehirlioğlu
Fotoğraflar: Deniz Özgün
MODATURKIYE.COM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder